sendeleyen sabahların vakitsizliğinde,
sarmalanmış yüreklerin derinlerindeydi
gecenin sahipsiz ışıkları.
üç bacaklı sandalyenin üzerinde,
demlenmemiş ıhlamurun içindeydi
aciz düşüncelerin çokluğu.
fırfırlı bir eteğin ucunda,
pamuktan ipliğin inceliğindeydi
kaygısız hayatların müsrifliği.
hoyrat bir hükümranın ağzında,
sürgüne mahkum münevverin dimağındaydı
koca bir diyarın umutları.

Yorumlar
Yorum Gönder