gergefte bir kumaş düşün behçet abi öyleydi, buğdayın bile kıskandığı teni, gemlik’te topladığımız kara zeytinler var ya hani öyleydi işte, etimi delip içime işleyen gözleri. öyle güzel bakıyordu ki be behçet abi, yüreğimi bir daha toparlayamayacak gibi oluyordum. ah o dudakları var ya uzun uzun kırmızı rujunu sürdüğü, öpmeye dahi kıyamazdım ki behçet abi! yakışır mıydı hem benim pürüzlü dudaklarım onun ruhu kadar ince dudaklarına. o değil de! kıvırcık saçları havalanıyor ya rüzgarda, bir telaşla düzeltmeye çalışıyor hani işte o zaman behçet abi, tam o anda bütün rüzgarları karşıma alasım geliyor! behçet abi, ne yapacağım şimdi? kıyamam ki bakmaya eskimiş gözlerimle ona. olur mu hiç tutmak elini nasırlı parmaklarımla? hem nasıl derim için için öldürdüğünü beni. behçet abi! ben şimdi bu alemde hangi deliğe koyayım kendimi?
Yorumlar
Yorum Gönder