Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

bakakalmak

alelade bir günün gecesinde yer yatağı yurdun olur ve karalamaya başlarsın düşüncelerini. açık pencereye bakıp ferahlık vermeyen rüzgara kızarsın, aksi gibi sıcak kahveni yudumlarken. kendi kendini ısıtıp soğukluk dilenirsin yani önüne gelenden. yanında açık bırakılmış yarım bir kitap, bir kasenin içinde tüten dumanla bir filmin içindeymiş havası yarattığın lazımlığa bakakalırsın bir an. debelenirken içindeki kımıltılar nasıl devam ettireceğini bilmediğin bir cümlenin ortasında bulursun kendini, belki de bulmazsın. ona da öylece bakakalırsın. hep bakakalırsın. hep bakakalıyormuşsun gibi gelir. sonra merak edersin kelimenin kökünü. ‘bak’a bakakalırsın. biriktikçe içine çektiğin dumanlar daha bir şevke gelir parmakların klavyenin üzerinde. namussuzca dökülür dili, saçma sapan bir ‘word’ dosyasına. mülksüzler. açık kalmış kitabın adı. kendin gibi. hıh! yaşamsal aktivitelerini sorgulamaya başladığın tam bu an bunalıma doğru adım attığının farkına varır ve koyverirsin kendini karanlığa...

dolunay

anlamak dolunayın açığa vurduğu bulutun çaresizliğini. mahkumluğunu anlamak, bir ömür boyu o zulm edip utandıran ışınlara.  ve sonra haykırmak avaz avaz  her alemde nam salmış dünyanın acımasızlığına..